Hakkında...

Büyük Türk düşünürü ve ozanı, gönül adamı Hacı Bektaş Veli,
XIII. yüzyılda yaşamış ulu bir Türk-İslam mutasavvıfıdır. Yaşamı
hakkında
geniş ve ayrıntılı bilgi bulunmamaktadır. Doğum ve ölüm
tarihlerinde belirsizlik vardır. Kaynakların çoğunda ünlü düşünürün
miladi 1209
yılında Horasan’ın Nişabur kentinde dünyaya geldiği, babası
Seyyit İbrahim Sani, annesi Hatem Hatun, asıl adının da Mehmet olduğu
belirtilmektedir. Bugün Nevşehir’e bağlı Hacıbektaş ilçesinde
(Sulucakarahöyük) M. 1271 yılında hakka yürümüştür. Türbesi ve
etrafındaki tamamlayıcı hizmet binalarıyla birlikte kulliyesi
müze haline getirilmiştir. Hünkar’ın adına, anısına düzenlenen Hacı
Bektaş Veli Müzesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı olarak 16
Ağustos l964 tarihinde, Hacıbektaş ilçesinde hizmete açılmıştır.
Çocukluğu ve gençliği Horasan’da geçen, akılcılığa ve bilime
inanan Hacı Bektaş Veli örnek ve dürüst bir kişiliğe sahiptir. İlk
eğitim ve öğreniminde Türkistan Piri Hoca Ahmet Yesevi kültür
ocağında, öğretmeni Lokman Perende’den temel dersler almış, ayrıca
burada
felsefe, matematik, edebiyat, sosyal bilimler ve fen bilimlerini
öğrenmiştir. Çok sayıda bilim adamının yetiştiği Horasan’da engin bir
bilgi birikimine, geniş bir dünya görüşüne sahip olmuştur. Küçük
yaşlardan başlayarak kendini etrafına kabul ettirerek Horasan erenleri
arasında ululuğu öne çıkmıştır.
Hacı Bektaş Veli, Ahmet Yesevi ocağından kendisine verilmek
için özel olarak bekletilen emanetleri teslim alarak, önce İran, Irak,
Arabistan ve Suriye’yi gezmiş buralarda gerekli araştırma ve
incelemelerini yaparak hacı olmuş, Anadolu’ya bir Yesevi mensubu
(derviş)
olarak gelmiştir.
Hacı Bektaş Veli’nin Anadolu’ya gelişi, Anadolu Selçuklu
Devleti’nin üzerinde kara bulutların dolaştığı, siyasi, ekonomik ve
kültürel
düzeninin bozulmaya yüz tuttuğu, taht kavgalarının başladığı,
bölünmelerin ve parçalanmaların meydana geldiği bir döneme rastlamıştır.
Anadolu Selçuklu Devleti’nin çökmesi ve Anadolu Türklerinin
dağılma tehlikesi ile karşı karşıya kalması, Orta Asya’da bulunan Türk
Uluslarını büyük bir kedere boğmuştur. Anadolu’da cereyan eden bu
var olma savaşına bir çözüm yolu bulmak gerekliliği ortaya çıkmıştır.
İşte Hacı Bektaş Veli bu amaçla Anadolu’ya gönderilmiştir. Evliya
Çelebi’ye göre Hacı Bektaş Veli 300 Horasan eri ile Anadolu’ya
gelmiştir. Bazı kaynaklar da bu topluluk hakkında 40 – 1000 arası
çeşitli rakamlar belirtilmektedir. Burada önemli olan rakamlardan çok
Pir Hazretlerinin idealistlerden oluşan bir topluluğun başında
Anadolu’ya gelmesi, bunların yardımı ile adeta manevi bir fütühata
girişmiş olmasıdır.
Hacı Bektaş Veli Antep ve Maraş üzerinden Sivas’a uğramıştır.
Amasya’yı dolaşarak, Kayseri ve Kırşehir’de bir süre kaldıktan sonra
yoluna devam etmiştir. Sulucakarahöyük’e M. 1238 – 1248 yılları
arasında gelmiş olduğu kaynaklarda belirtilmektedir. Adını verdiği
bugünki Hacıbektaş ilçesine yerleşerek faaliyetlerine burada
başlamıştır. Çalışma ortamını oluşturmuş ve Anadolu kültürünü, Anadolu
insanının gelenek ve göreneklerini özümseyerek yeni bir kültür ve
eğitim merkezini kurmuştur. Burada düşüncesini ve felsefesini
geliştirmiştir. Ayrıca Anadolu’yu dolaşarak çevresini tanımıştır.
Araştırma ve incelemelerde bulunmuş ve gittiği her yeri aydınlatmaya
ve fikirlerini anlatmaya çalışmıştır. Anadolu’ya adeta bir güneş
gibi doğmuştur. Sulucakarahöyük’te de hareketlenmeler başlamış ve
çehresi değişmiştir. Bulunduğu bu yerde bir çekim merkezi
oluşturmuştur. Görüş, düşünce ve felsefesi bütün bu merkezden Anadolu’ya
hızla yayılmıştır. Bu görüş ve düşüncesi Anadolu genelinde Hacı
Bektaş Felsefesi ve Tasavvufu, Bektaşi Tarikatı olarak
adlandırılmıştır. Bu eğitim ve öğreti merkezinden yetişen
öğrenciler(Dervişler) Anadolu’nun dört bir yanına dağılmışlardır.
Balkanlar’a, Arnavutluk’a Irak’a, Suriye’ye, Mısır’a, Girit’e vb.
ülkelere gidip oralarda Hacı Bektaş Veli’nin düşünce ve felsefesini
anlatmışlardır. XIII.yy. da Balkanlar’da ağır baskılardan yılan
halkın önemli bir kısmının İslamiyeti kabul etmesinde temel rol
oynamışlardır. Fetihlerin kazanılmasında da kolaylaştırıcı unsur
olmuşlardır.
Yeni ordunun kuruluşunda, temsili bir grup asker, Hacıbektaş’a
gelerek Hacı Bektaş Veli tarafından burada kılıç kuşatılıp taç
giydirilip dualanmıştır. Ayrıca sancak teslim edilmiş ve bu
orduya “Yeni Çeri” adı verilmiştir. Bu yüzden Hacı Bektaş Veli’yi Pir
olarak tanıyan Yeniçeriler, Bektaşi tarikatını benimseyerek nice
fetihlere katılmışlardır.
Hacı Bektaş Veli; Baba İlyas, Mevlâna, Ahi Evren ve Yunus Emre
gibi Türk düşünce hayatını zamanımıza kadar etkileyen çağdaşları ile
birlikte aynı devirde yaşamışlardır.
Hacı Bektaş Veli'den Seslenişler
"Hararet nardadır, sacda değildir.
Keramet hırkada, taçda değildir.
Her ne arar isen kendinde ara
Kudüs’de, Mekke’de, Hac’da değildir."
"Sakin ol, kimsenin gönlünü yıkma
Gerçek erenlerin izinden çıkma
Eğer insan isen ölmezsin korkma
Aşığı kurt yemez Uçta değildir."
Özlü Sözler
Ara, bul.
İncinsende, incitme.
Kadınları Okutunuz.
Eline, diline, beline sahip ol.
Her ne ararsan, kendinde ara.
Arifler hem arıdır, Hem arıtıcı.
Marifet ehlinin ilk makamı edeptir.
İnsanın cemali, sözünün güzelliğidir.
Hiçbir milleti ve insanı ayıplamayınız.
Nefsine ağır geleni kimseye tatbik etme.
İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır.
Düşünce karanlığına ışık tutanlara ne mutlu.
Nebiler, Veliler insanlığa Tanrının hediyesidir.
Düşmanının dahi insan olduğunu unutmayınız.
Kadınlarını okutmayan milletler yükselemez.
Gülbeng Örneği
Allah Allah İllalah
Baş uryan, sine püryan, kılıç alkan
Bu meydanda nice başlar kesilir
Olmaz hiç duyan.
Eyvallah, eyvallah
Kahrımız, kılıcımız, düşmana ziyan
Kulluğumuz padişaha ayan
Üçler, yediler, kırklar
Gülbeng-i Muhammedî nur-ı Nebî
Kerem-i Ali
Pirimiz, sultanımız Hacı Bektaş-ı Veli
Demine devrarına hû diyelim hû…
Hacı Bektaş Veli’nin Eserleri
1. Makalât: En önemli eserlerinden biridir. Arapça olarak
yazmıştır. Tasavvuf esaslarını anlatmıştır.
Tarikata yeni girenlere yol göstermek amacıyla yazmış olduğu bir
eserdir. Dili sade ve anlaşılması kolaydır. Makalât; şeriat,
tarikat, marifet, hakikat gibi dört kapıdan ve her kapının da on
makamdan oluştuğu öğretici bir tasavvuf kitabıdır.
2. Fevaid: Faydalı sözler anlamına gelen dini ve tasavvufi konularını içeren Farsça bir eserdir. Hacı Bektaş
Veli, bu kitapta konuları 105 faide başlığı altında toplamıştır.
3. Besmele Şerhi: Manisa Valide Camii Kütüphanesi’nde hicri 1315 tarihinde Rika yazısıyla yazılmış bir eseridir.
Tire’de Hacı Necip Paşa Kütüphanesi’nde bulunan Hacı Bektaş Veli’nin olduğu söylenen Tefsir-i Fatiha’nın aynısıdır. Bu
eser Rüşdü Şardağ tarafından bulunarak yayımlanmıştır.
4. Şathiye: 13. yüzyılın dil özelliklerini taşır. Özenle yazılmış değerli bir eseridir. İki sayfadan oluşmuştur.
Öz Türkçe’dir.
5. Makalât-ı Gaybiyye ve Kelimât-ı Ayniye: Hacı Bektaş Veli’ye izafe edilen bir eseridir.
6. Hacı Bektaş’ın Nasihatleri: Hacı Bektaş Halk Kütüphanesi’nin 29 kayıt numaralı kitabıdır. Hacı Bektaş Veli’nin
nasihat ve vesayetleri belirtilmektedir.